Muide Esad: Osmanlıda Kayıp Bir Kadın Ressam
Osmanlının son 50 yılı. Kurtuluş için Batı’ya tam yol ileri. Askeri, sanayi, gündelik yaşam ve en önemlisi sanat. Osmanlı resim sanatı olan minyatürün yerine artık Batılı anlamda Türk resmi koşar adım geliyordu. Sanatın merkezi Paris’e gönderilen asker ressamlar ve asilzade erkekler bambaşka bir rüzgarla dönmüşlerdi yurda. Artık Osmanlı başkenti İstanbul’da geleneksel sanatlar, yerini perspektifin ve figürün yer aldığı yeni bir sanata bırakmaya başlamıştı. 1882 yılında sadece erkeklerin kayıt yapabildiği Sanayi-i Nefise Mektebi (Günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) kurulmuş ve rüzgâr artık daha hızlı esmeye başlamış Paris’ten İstanbul’a. Elbette eğitimli ve asilzade Osmanlı kadınları da bu rüzgârdan nasibini almak istiyordu. Bu talep ve istekler doğrultusunda takvimler 1914’ü gösterdiğinde sadece kadınların sanat eğitimi alabildiği İnas Sanayi-i Nefisi kurulur. Hemen akabinde de bu okula gencecik, zeki ve yetenekli Osmanlı kadınları kayıt yapmaya koşar. Onlardan biri, okul kayıtlarında 2 numarada yer alan, gizemli bir öğrenci; Muide Esad!
Hıfzı Topuz ve Efe Erginer Muide Esad hakkında konuşurlarken.
Muide Esad, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde sanat dünyasında kendine yer bulmuş ancak hakkında çok az bilgi olan önemli bir kadın ressam. Sadullah Paşa’nın torunu ve göz doktoru Prof. Dr. Esad Işık Paşa’nın kızı olan Muide Esad, sanatı ve hayatıyla dikkat çeken fakat tarih sayfalarında hak ettiği yeri alamamış bir isim. İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ne 2 numaralı öğrenci olarak kaydolan Muide Esad, eğitim hayatı ve eserleriyle Osmanlı sanat tarihine eserler bırakmış olsa da günümüzde neredeyse hiç bilinmiyor. Peki ama neden bu kadar önemli eserler verip, Osmanlının son döneminde en önemli sergilere katılıp günümüzde ise hiç tanınmıyor? Tabii ki burada hakkını teslim etmem gereken iki kişi var. Muide Esad’ın koleksiyoneri Efe ERGİNER ve Efe ERGİNER’e Muide Esad’ın hayat hikâyesini Muide Esad: Osmanlıda Kayıp Bir Kadın Ressam anlatan gazeteci Hıfzı TOPUZ (Maalesef Hıfzı TOPUZ’u 26 Eylül 2023 tarihinde kaybettik. Ruhu şad olsun.) Bu yazıda Muide Esad’ın hayatını ve aile bağlarını sayın Hıfzı TOPUZ’un koleksiyoner Efe ERGİNER’e verdiği bilgiler doğrultusunda ele alacağız. Çünkü maalesef kaynaklarda Muide Esad’ın hayatı ve aile ile ilgili yeterince bilgi yok.
Bu noktada İstanbul’da, Osmanlı resim sanatı olan minyatür yerine batılı anlamda Türk resminin ortaya çıktığı ve 1882 yılında sadece erkek öğrencilerin kabul edildiği Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kurulmasıyla hız kazanan yeni bir sanat ortamından söz etmek yanlış olmaz. Özellikle önemli ve eğitimli ailelerin kadınları ve onların genç kızlarının artık kazan kaldırdığı bir yıl 1914. Aynı yıl kurulan kadınlara özel sanat eğitimi veren İnat Sanayi-i Nefise mektebine ilk koşanlardan genecik bir kız; Muide Esad. 1 numaralı kayıt; Müzdat Sait Arel, 2 numaralı kayıt; kahramanımız Muide Esad, 3 numaralı kayıt Belkıs Mustafa, ve 4 numaralı kayıt; Nazire Hanım ve eski Başbakan Bülent Ecevit’in ressam annesi Nazlı Ecevit de bu sınıfta ilk kuşak kadın ressamların arasındaydı.
“Erkek egemen sanat tarihinde kıyıya köşeye itilmiş bir başka kadın sanatçımızın sanat tarihinde hakettiği gibi anılmasını sağlamak sanat tarihçilerin sorumluluğudur.”
Eğitim ve Sanat Hayatı
Muide Esad, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Kadın Sanat Okulu) sanat eğitimine başlamış ve bu alanda yeteneklerini geliştirmek ve batı resminde öncül kadınlardan olmak istemişti. Okulda aldığı eğitimle, dönemin sanat anlayışını ve tekniklerini öğrenen Muide Esad, kısa sürede yetenekli bir ressam olarak tanınmaya başlamış, Galatasaray Sergileri adı verilen Osmanlı İmparatorluğu’nda sanat dünyasının önemli etkinliklerinden biri olarak kabul edilen bu sergilerde dönemin en önemli ressamlarıyla birlikte boy göstermişti. Muide Esad, bu sergilere katılarak adını duyurmuş ve sanat tarihi kayıtlarına adını geçirme fırsatı yakalamıştı.
Galatasaray Sergileri
Muide Esad’ın sanatıyla öne çıktığı Galatasaray Sergileri, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde düzenlenen en prestijli sanat etkinliklerindendi. Bu sergiler, hem yerli hem de yabancı sanatçıların eserlerini sergileme fırsatı bulduğu önemli bir platformdu. Muide Esad, bu sergilere katılarak eserlerini geniş kitlelere ulaştırma imkânı bulmuş, sergilerdeki eserleri, dönemin sanat çevreleri tarafından beğeniyle karşılanmış ve takdir edilmişti.
Mısır’a Yerleşmesi
Muide Esad, sanatıyla olduğu kadar kişisel hayatıyla da dikkat çeken bir figürdür. Babasının asistanı olan Mısırlı bir doktorla evlenerek hayatının yönünü değiştirmiş ve Mısır’a yerleşmiştir. Bu evlilik, onun sanat kariyerinde de bir dönüm noktası olmuştur. Mısır’a yerleştikten sonra sanat hayatına dair çok az bilgi bulunmaktadır. Bu dönemdeki eserleri ve sanatsal faaliyetleri hakkında yeterli kaynak bulunmamaktadır. Ancak, Mısır’daki yaşamının sanatına olan etkisi ve orada ürettiği eserler hala araştırma konusu olmaya devam etmektedir. Sözün sonuna geldiğimizde Muide Esad, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde sanat dünyasında kendine önemli bir yer edinmiş, yetenekli bir ressam olarak tanınmış bir şahsiyet. İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’ndeki eğitimi ve Galatasaray Sergileri’ne katılımı, hiç şüphesiz ki onun sanat kariyerinde önemli dönüm noktaları olmuştur. Ancak, kişisel hayatındaki değişiklikler ve Mısır’a yerleşmesi, kendisi ve sanatına dair bilgi eksikliğine yol açmış olsa da Muide Esad’ın sanatı ve yaşamı, Osmanlı sanat tarihinin gizemli ve araştırılmaya değer bir parçası olarak önemini korumaktadır. Muide Esad’ın yaşamı ve eserleri üzerine daha fazla araştırma yapılması, onun sanat dünyasındaki yerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. İşte bu sebeple ben ve Muide Esad’ın yukarıda görmüş olduğunuz eserinin koleksiyoneri sevgili dostum Efe Erginer ile (Kendi rızasıyla) kendimizi bu yola vakfetmiş olduk. Muide Esad hakkında kaleme almaya başladığım kitabı umarım 2025 yılı içerisinde okuyucusuyla buluşturarak erkek egemen sanat tarihinde kıyıya köşeye itilmiş bir başka kadın sanatçımızın sanat tarihinde hakettiği yerde anılmasına vesile oluruz.