Öncelikle merhaba Enver Yıldırım, Kollekt’in ikinci sayısındayız, bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.
Klişe ile bir başlangıç yapmış olacağız fakat, tekrar da bizler için yanıtlamanızı rica edeceğim, Enver Yıldırım eskrim sporuna nasıl başladı?
Eskrimle hiçbir bağımız yoktu. Ankara Altındağ’da babası memur annesi ev hanımı bir ailenin 3. çocuğu olarak dünyaya geldim. Komşumuzun eskrim antrenörü olması bizim eskrimle olan bağımızı oluşturdu. Öncelikle abilerimi başlattı, sonrasında ben de abim gibi olmak istediğim için ailem benim için de kendisinden ricacı oldu. O da sağ olsun kabul etti. Kendisi çok iyi bir antrenör olduğu için benim en büyük şansımdı diyebiliriz.
2024 Olimpiyatlarında eskrim kotasını ülkeye kazandırma başarısı gösterdiniz, burada bir dipnot düşmek istiyorum 1972 olimpiyatlarından tam 52 yıl sonra, 2024 yılında ülkeye kazandırdığınız bir başarı. Sporda başarıdan da ziyade, tarihi bir çıtaya ulaşmış oluyorsunuz, o günün akşamı ve ertesi gün sizin için ne değişti? Nasıl bir hissiyat, hayal edebilmek dahi güç. Bu başarı arkasında çok fazla emek, fedakârlık ve adanmışlık barındırıyor.
Orada ben sadece kendi stresimi değil, benden olimpiyata gitmemi bekleyen herkesin stresini taşıdım. Çok şükür o günü hem fiziksel hem zihinsel anlamda en iyi şekilde yönettim ve Paris biletini elime aldım. Böyle bir çıtaya ulaşmanın hissiyatını tarif etmek çok zor ama elimden geldiğince açıklayayım. Kazandığım andan uyuduğum ana kadar hiç bu kadar rahatlamış hissettiğimi hatırlamıyorum. Vücudumdaki en küçük hücre tanesi dahi gevşemiş haldeydi. Herkese sarılıp mutluluğumu paylaşmak istedim. En son doping görevlisine dahi sarıldığımı söylersem belki ikna olursunuz. Ben daha öncesinde 2 kez olimpiyatların kapısından dönmüştüm. Bu sefer de benzer senaryo yaşama korkusu çok ürkütücüydü. Bu başarıyla ben pes etmemenin, çok ve doğru çalışmanın ne kadar kıymetli olduğunu anladım. Ve bu hissiyatla hayatımın en huzurlu gecesini geçirdim.
Daha önce de bir röportajda sormuştum ama her branş için bu sorunun yanıtını açıkçası önemsiyorum, çok sıkı çalışarak yeteneğin önüne geçebilmek eskrim için ne kadar mümkün?
Öncelikle çok çalışmaktan daha ziyade doğru çalışmanın önemini belirtmek istiyorum. Çok çalışmak doğru zamanda doğru yerde maksimum performans sergilememize mâni olabiliyorken doğru çalışmak istediğimize ulaşmamızı daha kolay hale getiriyor. Yetenek ve doğru çalışmayı beraber yürütülmesi gereken iki ayrı parametre olarak düşünüyorum. Başarı için her ikisine de ihtiyacımız var ama her bireyde dağılım yüzdelerinin farklı olduğuna inanıyorum. Çok ve doğru çalışarak yeteneğimizi çok iyi yerlere getirebiliriz hatta önüne dahi geçebiliriz.
Eskrim gibi bireysel sporlarda, takım sporlarına nazaran başarıda bireysel odaklanma ve motivasyon yönetiminin çok daha büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Başarı hedeflerin, kariyer yönetimin hatta sporda yaşanabilecek olumsuzluklara karşı da motivasyonu ve psikolojini nasıl yürütüyorsun? Bu konuda aldığın profesyonel destek ve eğitimler var mıdır?
Her ne kadar arkamızda dağ gibi bir ekip olsa da biz piste tek başımıza çıkıyoruz. İşin sonucunda ise ya kahraman oluyoruz ya da başarısızlığı orada tek başımıza göğüslüyoruz. Takım sporlarına göre bu özellik bizi oldukça farklı kılıyor. Dolayısıyla psikolojik anlamda ciddi engeller aşmamız gerekiyor. Ben de bu konuda yıllardır profesyonel destek alıyorum. Nasıl fiziksel antrenmanlar yapıyorsam zihinsel antrenmanlarıma da vakit ayırıyorum. Hocalarım sayesinde kendime daha çok saygı duymaya, kendimi kabullenmeye, dış dünyamı daha iyi anlamaya çabalıyorum. Sık sık zihinde canlandırma, nefes egzersizleri, koordinasyon egzersizleri, anda kalma çalışmaları ve yoga yapıyorum. Böylelikle kendimi olabildiğince sürecin içerisinde tutup müsabakadaki stres unsurlarını daha iyi yönetebiliyorum.
Eskrim sporcusunun beslenmesi ve antrenman düzeni nasıl olur?
Biz haftanın 5 günü 6 saatlik antrenmanlar yapıyoruz. Ayrıca hafta sonları ise muhakkak yürüyüş ve yoga yapıyorum. Antrenmanların atletik performans kısmında çeviklik ve patlayıcı kuvvet başta olmak üzere dayanıklılık, denge, koordinasyon, kuvvet ve sürat çalışmaları yapıyoruz. Sonrasında eskrime özgü ayak hareketleri, rakipli teknik ve taktiksel çalışmalar ve sonrasında komba (antrenman maçı) yapıyoruz. Dolu dolu geçen antrenmanlar sonrasında tabii ki beslenme ve dinlenmemizi en iyi şekilde yapıp toparlanmamıza özen gösteriyoruz. Günde 3 ana öğün ve 3 ara öğün almaya özen gösteriyorum. Ayrıca öğle uykusuna bayılıyorum.
Ülkemizde popüler spor sayısı maalesef Avrupa’ya göre daha az, belirli branşları takip ediyoruz. Bu konuda eskrim’in daha yaygınlaşması için, spora dair bilinç düzeyinin de artırılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de yaşayan birisi, eskrim sporuna dair güncel gelişmeleri nereden takip edebilir? Ya da sporun inceliklerini öğrenmek, seyircisi olmak için ne gibi imkân veya imkânsızlıklara sahip?
Görüşünüze kesinlikle katılıyorum. Bildiğiniz üzere 2 yıldır Fransa’da yaşıyorum, burada eskrimin popülaritesini gördükçe keşke ülkemde de bu kadar popüler olabilse diye iç çekiyorum. Türkiye’den birisi eskrime ilgi duyduğunda en resmi ve güvenilir kaynak olarak federasyonun sayfalarını incelemeli. Yanı sıra uluslararası eskrim federasyonunda maçları ve canlı yayınları takip edebilirler. Daha pratik bir yöntem olarak alanında uzman ve aktif sporcuların sosyal medya hesaplarını takip edebilirler. İmkân olarak eskrim müsabakaları izlemek genellikle ücretsiz oluyor, bunu söyleyebilirim. İmkânsızlık anlamında ise maalesef bir bölgede müsabaka olduğunda o bölgedeki vatandaşlara bu durumun reklamı yapılmamasını söyleyebilirim.
Eskrim sporcusunun olmazsa olmazları arasında, el-göz koordinasyonu, motor beceriler ve ciddi bir karar verme yeteneği bulunuyor. Olimpiyat seviyesine ulaşmak için özellikle bu becerilere sahip olma potansiyelini düşündüğümüzde, bu sporda başarılı olmanızı sağlayan en büyük beceriniz ne olabilir? Çocukluğunuzdan bu yana öne çıkan ve sizi ayırt edici kılan bir yönünüz var mıydı?
Ani karar verme, eskrimde benim favori özelliğim. Rakipli bir branş olduğu için verdiğiniz bir kararı saliseler içinde değiştirmek durumunda kalıyorsunuz. Ve bu belirsizlik bence eskrimi çok heyecanlı kılıyor. Ben yıllardır bu özelliğimi ne kadar geliştirebilirim, rakibi ne kadar iyi hissedebilirim, onu araştırıp çalışıyorum. Ayırt edici özelliğim midir bilmem ama bu konuda fena sayılmam diyebiliriz.
Olga Kharlan, bir röportajında, eskrim için astronot kıyafetinde 200 km hızla satranca benzer diyor. Sporun sadece fiziksel yönüyle ilgilenebiliriz çoğu zaman, Enver Yıldırım müsabakalardaki stratejilere nasıl hazırlanır?
Küçüklüğümde bir Olga Kharlan hayranıydım, sanırım bu röportajını okumuştum. Onunla da birkaç kez beraber kamp yaptığım için tecrübelerinden faydalanma şansım olmuştu. Stratejik planlamama gelince, rakibe odaklı bir oyundan ziyade kendi oyunumu rakibe kabul ettirmeye yönelik bir eskrimi tercih ediyorum. Çünkü çoğu müsabakaya 200’den fazla sporcu katılıyor ve hepsine özgü bir strateji çalışmak oldukça zor. Dolayısıyla kendi ritmimle rakibi domine etmek kontrolü ele almamı sağlıyor.
Eskrim sporuna başlamak isteyen, ya da çocuklarını spora yönlendirmek isteyen ebeveynler için ne tavsiye edersiniz? Bir kişinin eskrim sporuna yatkınlığını nasıl değerlendirebiliriz?
Eskrimle tanıştığım için kendimi çok özel ve ayrıcalıklı hissediyorum. Şiddetle tavsiye ettiğim bir branş. Öncelikli olarak herkes denemeli ve sevdikleri takdirde eskrime devam etmeliler. “Mutlaka başarılı olmalıyım” anlayışıyla değil de antrenman, müsabaka, çalışma sürecinden sürekli öğrenerek yollarına devam etmelerini öneririm. Eskrimde strateji çok önemli, fiziksel anlamda ise çeviklik ve patlayıcı güç özellikleri ön planda olan bir branş. Kendini şövalye gibi hissetmek isteyenler için en iyi yol diyebilirim.
Vakit ayırdığın için teşekkür ederiz, Olimpiyatlarda başarılar.